Hoşgeldin insan!

Bu blog yüksek topuklu kadınların topuklarından taviz vermeden her konuya ilgi duyabileceklerini ve özgürce yaşayabileceklerini göstermeye meyil etmektedir. En azından başlangıç olarak kendi eğlencem için ve sevdiğim/sevmediğim hakkında düşündüklerimi vs. aktarmaya yönelik açılmış bir blogdur. Yine de birilerini, bir şeyleri etkilerse ne mutlu...

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Büyülü Günler Geceler - "Magic Break"


 Bir süredir yazmak isteyip de bir türlü fırsat bulamadığım ama "last but not least" denilebilecek bir organizasyondan bahsetmek istiyorum şimdi. Yanlış hatırlamıyorsam ilki 2006 nisan ayında yapılmıştı ve ben de orada bulunmuştum. Ultra herşey dahil konseptiyle otele yerleştikten itibaren cüzdanınıza elinizi uzatmıyorsunuz ve eğlenceler başlıyor. O Magic Break'den bugüne çok şey değişti. Mesela katılımcı sayısı, mesela eğlenceler. Gezi Makinesi de büyüdü gelişti zaten bu zaman içinde. Dolayısıyla Magic Break'in yerinde sayması da beklenemezdi bence. Seneler sonra tekrar ilk kez geçen sene yani 2011 Nisan'ında gittim Magic Break'e. Happy Hour partileriyle, gece eğlenceleriyle, gün içinde havuzda denizde elinizde içkilerinizle güneşin tadını çıkardığınız, arkadaşlarınızla yazdan bir günmüşcesine eğlendiğiniz ve gerçekten de hayata mola verdiğiniz bir organizasyona dönüşmüş. Öyle güzel bir döneme denk geliyor ki bu tatil, bataryanız boşalmak üzereyken %110 şarj olup dönüyorsunuz. Tam böyle "Yeter artık, sınavmış, dersmiş görmek istemiyorum. Yaz gelse, denize girsek, artık bir mola versek..." ya da "Abi, daha yeni mezun olmuştuk, daha okuldan sonra doğru düzgün bir nefes alamamıştık, boğuldum artık işlerden..." dediğiniz sırada Magic Break dönemi geliyor ve kendinizi başka bir dünyada buluyorsunuz. Zaten Gezi Makinesi ekibi de yola "Biraz Ara Verin" sloganıyla çıkıyor. Şahsi fikrim, eğer eğlenceli bir

24 Mayıs 2012 Perşembe

One Love / One Life Combo Menü

   Sizlere Efes Pilsen One Love Festival 2010 ve 2011'i combo menü yaparak yazacağım. Tabii, üzerinden uzunca zaman ve pek çok etkinlik geçtiği için biraz eksik olabilir hatıralarım. Gönül isterdi ki vakitlice yazmış ve de eksik yer bırakmamış olayım ama olmadı. Açıkçası benim için One Love 2010 daha dolu dolu geçti çünkü ekibim iyiydi. "Festivale geldik, dinlemedik konser, oynamadık oyun, incelenmedik stand bırakmayacağız o halde!" diyen bir ekibim vardı. Dolayısıyla dinledik, oynadık, inceledik, dans ettik ve çok eğlendik. 2011'de her gün ayrı bir ekibim vardı ve kıyasla ilk günkü ekibim daha çok "Ohh, çimlere yayılalım, konseri dinleyip n'apıcaz?" tadında olduğundan ve ben iletişim kaynaklarımda sıkıntı yaşadığımdan ilk günle ilgili pek bir fikrim yok ama Nneka dinledim, tarot falı baktırdım festival alanında, kendi içimizde eğlendik, döndük. İkinci günkü ekibimse erken gitmeyi reddeden ama konserleri kaçırmak istemeyen ve standları incelemekten yorulmayan bir ekip olduğundan, ilk güne nazaran festival alanındaki aktivitelere daha fazla vakıf oldum diyebilirim. Sanırım bu kadar giriş yeter, artık festivalde neler olduğundan bahsedebiliriz.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Hıdırellez Parkorman 2012

   Son yazımdan bu yana yaklaşık bir buçuk yıl olmuş. Çok acı. Ama tabii ki burada acı şeylerden bahsetmeyeceğim. Size Hıdırellez'i Parkorman'dan bildireceğim. Az da olsa... Öncelikle itiraf etmek isterim ki; daha önce ne Parkorman'da ne de Ahırkapı'da bulunmadığımdan Hıdırellez Parkorman'a giderken para vermek istemiyordum ama aynı zamanda da deliler gibi gitmek istiyordum. Bu esnada bir sabah uyandım ve sosyal medyadaki Molped reklamıyla karşılaştım. Molped, gün boyunca 15 kişiye 3 ayrı seferde Hıdırellez Parkorman bileti dağıtacaktı. Tabii, soruları doğru cevaplamak kaydıyla... Sanırım Molped o gün bayağı reklam yapmıştır çünkü bütün kızlar seferber oldular. Herkes, Molped Facebook sayfasını beğendi, herkes heyecanla soruları bekledi ve ta taaa, şanslı kişilerden biri de ben oldum. "Teşekkürler Molped!"


   Parkorman'a çok erken gidemedik ama şahsi fikrim o günki sıcağı hesaba