Değerli okuyucu;
Şu an bu yazıyı sırf sana vermek istediğim birtakım çok acı gerçekleri vermeden aklımın kıvrımlarında kaybetmemek için şarj olmayı asla kabul etmeyen telefonumu bekleyemeden son derece rahatsız bir kalemle yazıyorum; değerini bil.
Şu an bu yazıyı sırf sana vermek istediğim birtakım çok acı gerçekleri vermeden aklımın kıvrımlarında kaybetmemek için şarj olmayı asla kabul etmeyen telefonumu bekleyemeden son derece rahatsız bir kalemle yazıyorum; değerini bil.
Hani televizyon izlerken/kitapçıda gezinirken/kendini ararken vs. görüp "acaba mı?" dediğin o kişisel gelişim kitabı var ya; o sana hiç de yardımcı olmayacak. Boşuna verdin o 22 lirayı. En fazla seninle beraber birkaç şeyi sorgulayacak ve bir ay sonra sonra ikiniz de birbirinizi unutacaksınız. Benzer bir durumda belki yeniden aklına gelecek ve o sorguladığın şeyi tekrar sorgulayıp hiçbir şey değiştirmeden devam edeceksin.
Bir şeyi çok mu istiyorsun? Bir şeyi çok istersen, olmazmış. Ama; bir kere istemeye başladığın için artık az da isteyemezsin. Olmayacağını kabullenip olduğun yerde üzülmeye başlayıp daha çok isteyip daha da olmamasına sebep olabilirsin ama istersen.
O sana belki, seninle bir türlü gerçekten ilişki yaşayamayan adamı nasıl seninle olmaya "ikna edersin" diye ögrenme umuduyla aldığın kitap var ya -doğru tahmin- o kitap da sana yardımcı olmayacak. Zaten kimseyi de seninle olmaya ikna etme. Biri seninle birlikte olmak için ikna edilmeye ihtiyaç duyuyorsa onun tek istediği ilerde lazım olursa diye cebinde bir "otobandan son çıkış" levhası olmasıdır.
Bonus'u veriyorum ama yazı aşağıda devam ediyor...