Hoşgeldin insan!

Bu blog yüksek topuklu kadınların topuklarından taviz vermeden her konuya ilgi duyabileceklerini ve özgürce yaşayabileceklerini göstermeye meyil etmektedir. En azından başlangıç olarak kendi eğlencem için ve sevdiğim/sevmediğim hakkında düşündüklerimi vs. aktarmaya yönelik açılmış bir blogdur. Yine de birilerini, bir şeyleri etkilerse ne mutlu...

31 Aralık 2014 Çarşamba

Houston, bir sorunumuz var: Yeni Neslin Issız Adam Virüsü


   Öncelikle, kadınsanız merak etmeyin bu virüs sizi doğrudan etkilemez; en fazla taşıyıcı olabilirsiniz. Erkeklerde ise bu virüs ölümcül düzeylere ulaşabilmektedir. Filmden veya arkadaş ortamından rahatlıkla ve son derece sinsice bulaşabilen bu virüsün tıbben bilinen bir korunma yöntemi olmadığı gibi kendisi hayatınızı kabusa çevirmek için hemen şu ilerki köşede pusuda bekliyor olacak.

   Sen, sevgilisini belki etkilenir de kendisine daha fazla ilgi gösterir diye
ısrarla ve zorla (muhtemelen oldukça da sinsice) filmin karşısına oturtup

9 Haziran 2014 Pazartesi

Yüksek Topuklarda Minik Zeyna'lar Olacağız Derken...

   Bizden önceki nesil aslında bu konuda daha şanslı çünkü onlar yüksek topuklarıyla plazalarda gezerken erkekler henüz o akımdan etkilenmemişlerdi. Güçlü kadın onlar için ya daha çekici ya da daha korkutucu olmuştu. Dolayısıyla olay zevk ve renk meselesiydi sadece. Ama bizim neslimiz yüksek topuklarında koşup zıplayan, kendi faturalarını kendi ödeyen, yemeğinin ısmarlanmasını beklemeyen, kendi başlarına barlara gidip bunun için bir erkeğe ihtiyaç duymayan, evlerini kendileri taşıyıp sifonlarını kendileri tamir eden küçük Zeyna'lar olmayı hedeflerken ve kendimize bu modeli idol alırken bilmediğimiz şey aynı dönemdeki erkek jenerasyonunu nasıl etkilediğimizdi. 

   Biz bağımsızlaştıkça, kendi ayaklarımız üzerinde daha güçlü durmayı başardıkça onlar da bize karşı pasifleştiler. Kendinize neden artık o klasik

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Büyürken Muhteşem Bir Ekibe Sahip Olmak

   Dokuz ay karnında taşımak ya da dünyaya getirmek elbette önemli, bir varlığa hayat vermek... Ancak; bence daha da önemlisi o canlıyı hayata en güzel şekilde hazırlamak. Ona doğduğu andan itibaren gerekli ilgiyi ve sevgiyi gösterip doğruyu ve yanlışı ve daha hayata dair önemli şeyleri öğretmek. Ebeveynlik böyle bir şey. Anne ve baba olmak... Bu yazıyı yazıyorum çünkü bana göre dünya üzerindeki en şanslı insanlardan biriyim. Her koşulda ve karşılıksız olarak peşimde beni şımartmadan seferber olan, muhteşem insanlardan oluşan bir ekibim oldu. Herhangi birini denklemden çıkardığımda bugün beni ben yapan bileşenlerden bir kısmını da çıkarmış oluyorum ve bugünkü kişiliğime, "BEN"e ulaşamıyorum. 

   Öyle en asi ergenliği yaşamadım ben mesela. Çevremdeki insanların çoğundan daha az kapı çarptım, daha az bağırdım, daha az kriz geçirdim. Şimdi düşündüğümde, "bu muhtemelen benim hormonal olarak hafif bir ergenlik geçirmemden dolayı değildi, sanırım" diyorum. Çünkü; benim ekibim çok güçlüydü. Her biri bana ayrı bir şeyi öğretti. Mesela annemden güçlü bir

27 Ocak 2014 Pazartesi

Duyduk ki; İstanbul'a gelmişsiniz... Şöyle buyurun lütfen ~Bölüm 2~

   Selam tatlım! Birinci bölümü okuduysan, bu bölümün neyin devamı olduğunu biliyorsundur. Senin için hazırladığımız "survival tip"lerin devamındayız (bu bölümde henüz ilkini okumadıysan, bir göz atmanı öneririm; zira bu 2. bölüm). Az önce; ben de ilkini tekrar okudum da sanırım buraya pek bir şey kalmamış. En önemlilerini ilk bölümde vermişim. Burada da ufak tefek hayatı kolaylaştırma yöntemlerinden bahsedelim o zaman, kaldığımız yerden.

5. Online Alışveriş

   Kabul edelim ki; İstanbul'da zaman sıkıntımız oluyor ve ekonomide de dendiği gibi birçok "trade-off" durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bir şey yapmak için; diğerinden vazgeçmemiz gerekebiliyor veya ayırmamız gerekenden daha az zaman ya da para vs. ayırmak durumunda kalabiliyoruz.