Hoşgeldin insan!

Bu blog yüksek topuklu kadınların topuklarından taviz vermeden her konuya ilgi duyabileceklerini ve özgürce yaşayabileceklerini göstermeye meyil etmektedir. En azından başlangıç olarak kendi eğlencem için ve sevdiğim/sevmediğim hakkında düşündüklerimi vs. aktarmaya yönelik açılmış bir blogdur. Yine de birilerini, bir şeyleri etkilerse ne mutlu...

10 Kasım 2010 Çarşamba

Meğer En Yakın Dostumuz Deodorantmış, Bilemedik...

   Şimdiye kadar burada hiç bahsetmediğim ama sürekli olarak, özellikle eve geldiğimde sevinip durduğum bir şeyden bahsedeceğim bu yazıda. O da deodorant! Hepimiz her gün sokaklarda bir sürü olayla uğraşıyoruz. Ya okula, ya işe, bir toplantıya, bir buluşmaya, otobüse, metroya falana filana koşturup duruyoruz. Haliyle terliyoruz. Çok nefretlik bir durum ortaya çıkıyor. O kadar hazırlanıp çık sokağa, sonra da terleyip kok. O ter kokusunun üstüne ne kadar parfüm sıkarsan sık şöyle bir kural vardır bir kere; kötü kokuyla güzel koku karışırsa daha kötü kokar. Üstelik terlemeyi de engellemez, sadece geçici olarak maskeler.
 Çok ciddi bir mevzu bu. Öyle saçma gelmesin yani... Sprey deodorantları kullanmayı seneler önce bıraktım ben. Çevreye çok zararlı. Daha ortaokuldaydım, bunun bilincine varıp onlara "güle güle" dedim. Çok da güzel oldu. Bunun peşinden, annemim yönlendirmeleriyle roll-on deodorantlara geçtim. Yıllaca, çeşitli markalar, çeşitli markaların farklı ürünleri vs. kulandım pudrasızından tutun da ne bileyim jeline, pudralısına falan derken; aşağıda görmüş olduğunuz Rexona'nın antiperspirant powder serisinin roll-on'unu keşfettim. 
   "Thermo active" koruma denilen bir sistemi var ki bu antiperspirantla birlikte geliyor sanırım. İşin teknik kısmına fazla giremeyeceğim ama özetle bunlar söz konusu deodorantın vücut ısısına göre çalışmasını sağlıyor. Hatta Rexona Women sitesinde sık sorulan sorular kısmından hemen alıntı yapayım "Anti-Perspirant deodorantlar terlemeyi düzenleyerek daha az terin bakterilerle bir araya gelmesini sağlar. Vücut ısısıyla eşzamanlı çalışarak aktive olur ve ter kokusunu engeller. Anti-Perspirant özelliği olmayan pudrasız deodorantlar ise sadece kokuyu maskeleyerek geçici çözüm sunar; ter kokusuna karşı gün boyu koruyamaz. Anti-Perspirant deodorantlar, pudrasız deodorantlara göre çok daha uzun süre etkilidir." Ayrıca bütün bunlarla birlikte alkol de içermiyor ki bana göre bu da bir artı daha demek. 


   İçeriğinden biraz bahsettikten sonra, bunun hayatımdaki yansımalarından bahsedeyim hemen. Ben hareketli bir insanım. Ne zaman, nereden çıkacağım pek belli olmaz. Hele iş dans etmeye falan geldi mi zaten oturmam. Bunlara ek olarak, hayatımın durgun olduğunu da söyleyemem. Sürekli bir yerlere yetişmem gerekiyor çoğunlukla, dolayısıyla hızlı yürümek, koşmak, zıplamak v.b. durumlar içinde de bulunuyorum (bunları genellikle yüksek topuklar üzerinde yaptığımı da belirtmem gerek çünkü bu fazladan atp yakımına yani yine enerji harcamaya sebep oluyor). Nitekim, bu tempo içerisinde de beni terden, kokudan, ıslaklıktan koruyabilecek bir deodoranta ihtiyacım var. Yukarda da belirttiğim bu güzelim deodorant bunları ciddi şekilde karşılıyor. Mesela diyelim ki evde kalmadım, yanımda da deodorantım yok ve bütün gece eğlencedeydim. Benim oldukça fazla terlemiş ve kötü kokuyor olmam gerekiyor, değil mi? Evet. Ama eve gelip üzerimi çıkardığımda hala o taze kokuyu alabiliyorum özellikle koltuk altımdan ve üstelik de biraz olsun ıslanmamış koltuk altlarım. Nasıl bir mutluluk bu tahmin edebiliyor musunuz? 


   Açıkçası amacım Rexona'nın reklamını yapmak değil ama o kadar memnun kaldım ki paylaşmaktan kendimi alamadım. Bu yazıyı yazmadan önce, bir bakayım dedim sitesine de orada Hangi deodorant bana uygun? testi var. Siz de testi yanıtlayıp hangi deodaratın size uygun olabileceği konusunda fikir edinebilirsiniz.


   Yüksek topuklarda kuru keyifler. =)

Hiç yorum yok: